Koroner Arter Hastalıkları
KORONER ARTER HASTALIKLARI
· Arter nedir ?
Arterin Türkçe karşılığı 'atar
damar'dır. Atar damarlar kalpten pompalanan kanın tüm vücut dokularına
taşındığı bir ağ sistemi olarak tanımlanabilir. Atar damar duvarı elastik bir
yapıdadır. Kalp, beyin, akciğerler, karın içindeki tüm organlar (karaciğer, mide,
pankreas, bağırsaklar, böbrekler, dalak vs.), kaslar, kollar, bacaklar, deri,
kısaca tüm dokular, arterler (atar damarlar) yolu ile taşınan kandan oksijen
alır ve beslenir.
· Koroner arter nedir?
Koroner arterler kalbi besleyen
atar damarlara verilen genel isimdir. Koroner arterler, kalpten çıkan aort
damarının ilk dallarıdır. Genellikle sol ve sağ koroner arter olmak üzere iki
adet koroner arter bulunur. Sol ana koroner arter kalbin önüne ve arkasına
giden iki önemli dal verir. Sonuç olarak üç ana koroner arter sisteminden
bahsedilebilir.
· Koroner arter hastalığı nedir?
Koroner Arter Hastalığı (KAH)
kalp adalesini besleyen ve koroner arterler olarak adlandırılan atar damarların
daralma veya tıkanması ile kan akımının kısmi yada tam kesilmesine bağlı olarak
ortaya çıkan hastalıklara denir. Nedeni halk arasında damar sertliği olarak
bilinen "ateroskleroz"dur. Bu hastalığın en önemli özelliği ileri
evrelerde hayatı tehdit edebilen kalp krizine yol açabilmesidir.
· Koroner arter hastalığı kimlerde görülür?
Koroner arter hastalığına ait
bulgular genellikle 40 yaş sonrasında görülür. Ancak özellikle aile hikayesi
olan bireylerde daha erken yaşlarda da görülebilmektedir. Erkeklerde kadınlara
göre yaklaşık dört kat daha sık görülür. Kadınlardaki östrojen hormonunun
koroner arter
hastalığı açısından koruyucu
olduğu öne sürülmektedir. Bu nedenle kadınlarda görülme sıklığı östrojen
hormonunun azaldığı menopoz sonrası dönemde artmaktadır. Koroner arter
hastalığı tanısı sıklıkla erkeklerde 50-60 yaşları arasında, kadınlarda ise
60-70 yaşları arasında konulmaktadır.
· Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) nedir?
Kalp krizinde
koroner arterlerdeki daralmanın bir pıhtıyla tamamen tıkanması söz konusudur.
Tıkanan koroner damarın beslediği bölgeye yeterince kan ve oksijen gitmemesine
bağlı olarak kalp kasında doku ölümü meydana gelir. Gerçekleşen tıkanmanın yeri
ve müdahalenin
zamanına göre krizin şiddeti ve
ölü dokunun hacmi hastadan hastaya farkeder. Ölü dokunun gerçekleşmesi kalbin
pompa fonksiyonunu olumsuz etkiler. Ölü dokunun hacmi önemli boyutlarda olduğunda kalp
yeterince kan pompalayamayabilir ve kalp yetmezliği bulguları gelişebilir.
Ayrıca miyokard enfarktüsü hastanın yaşamını da tehlikeye atabilir.
· Koroner arter hastalığı için risk faktörleri nelerdir?
Koroner arter hastalığı için
risk faktörlerini iki grupta inceleyebiliriz.
1)
Düzeltilebilir risk faktörleri; sigara kullanımı, hipertansiyon, yüksek
kolesterol düzeyleri, fiziksel aktivite azlığı, alkol tüketimi ve stres.
2)
Düzeltilemeyen risk faktörleri; ileri yaş, erkek cinsiyeti, ailede 55
yaşından önce koroner arter hastalığı öyküsünün olmasıdır. Şeker hastalığı da
koroner arter hastalığının damar duvarında yaygın görülmesine neden olan diğer
bir risk faktörüdür.
Koroner Arter Hastalığından korunma yolları nelerdir?
İlk olarak düzeltilebilir risk
faktörlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak yaşamsal değişiklikler
gerçekleştirilmelidir.
1)
Sigara en önemli risk faktörlerinden birisidir. Sigara içilmemesi ve
sigara içilen yerlerden uzak durulması koroner arter hastalığı gelişimi
açısından son derece çok önemlidir.
2)
Yüksek kolesterol düzeyleri koroner arter hastalığı gelişimine direkt
etkisi olduğundan, kan kolesterol düzeyleri diyetle ya da ilaç tedavisiyle
normal düzeylere çekilmelidir.
3) Düzenli egzersiz
yapılmalıdır. Her gün yapılan düzenli yürüyüşlerin koroner arter hastalığından
korunmada önemli rolü vardır.
4) Fazla kilodan kaçınılmalı,
boya göre uygun olan kiloya inilmelidir.
5) Yüksek tansiyon ya da şeker
hastası olanların kontrol altına alınması önemlidir.
6) Stresli yaşantıdan da uzak
durulmaya çalışılmalıdır.
· EKG nedir ?
Kalbin elektriksel
aktivitesinin kaydının yapıldığı bir tanı yöntemidir. Cilde yapıştırılan
elektrotlar aracılığı ile kalbin
elektriksel aktivitesi grafik olarak kaydedilir. Kalp hızı, ritmi, kalp kasına
yetersiz kan ve oksijen gidişini gösteren belirtiler, geçirilmiş kalp krizi
bulguları EKG yardımı ile teşhis edilebilir.
· Efor testi nedir?
Doktorunuzun gerekli gördüğü
durumlarda başvurulan bir tanı yöntemidir. Hasta koşu bandı üzerinde koşarken
kalp EKG'si kaydedilir. Gizli koroner arter hastalığının tanısının konulmasında
yardımcı olan bir tanı yöntemidir.
· Koroner arter hastalığında tedavi nasıl planlanır?
Koroner arter hastalığı tanısı
konan hastalarda tedavi planı kişiye özeldir. Tedavi planı; hastadaki
belirtiler, hastalıklı damar sayısı, hastalığın ciddiyeti diğer bir deyişle
damardaki darlığın derecesi, kalp kasının kasılma gücü, hastanın ilaç tedavisine
yanıtı, hastanın yaşı, şeker hastalığının varlığı gibi
değişkenlere göre kardiyoloji ve kalp ve damar cerrahisi
uzmanlarınca ortaklaşa
değerlendirilerek verilir. Bu nedenle her hasta için tedavi, o hastanın özel
şartlarına göre belirlenir.
· Koroner baypas ameliyatı öncesinde yapılacak işlemler nelerdir?
Acil olmayan şartlarda koroner
kalp cerrahisine alınacak stabil hastalarda aspirin 1 hafta-10 gün önce;
Klopidogrel 5 gün önce kesilir. Ancak anstabl anjina veya kalp krizi nedeniyle
KABG operasyonu planlanan hastalarda aspirin operasyon gününe kadar devam
edilebilir. Hastadan ameliyattan önceki gece yarısından sonra yemek yememesi ve
herhangi bir sıvı gıda almaması istenir. Ameliyat öncesi gün veya ameliyat
sabahı özel bir sabunla hastanın yıkanması ve vücudunda belli bölgelerin
traşlanması istenebilir. Kullandığı ilaçlardan hangilerinin devam edileceği ve
hangilerinin kesileceği hemşire tarafından hastaya bildirilir.
· Koroner baypas ameliyatı sırasında yapılacak işlemler nelerdir?
Ameliyat sabahı anesteziye
yardımcı olmak amacıyla bazı ilaçlar verilebilir. Genel anestezi altında
hastaya idrar sonrası, boyun kateteri takılır ve ek damar yolu için kanül veya
kanüller yerleştirilir, enfeksiyondan korunmak için antibiyotik verilir.
Sonrasında göğüs ön duvarında yukarıdan aşağıya doğru, dik bir kesi yapılır. Kalp
ve büyük damarlar ortaya konur. Daha sonra koroner baypas için bacak (safen
ven), kol (radyal arter), ve/veya göğüs önduvarını besleyen (LİMA gibi)
damarlar farklı kesilerle kalbe greft (köprüleme için) olarak
kullanılmak için hazırlanır. Kalp
akciğer makinasına bağlanmak için kalbin bazı boşluklarına kanüller
yerleştirilir. Heparin adı verilen pıhtılaşmayı engelleyici ilaç verildikten
sonra
operasyon sırasında kalp ve
akciğer işlevlerini yerine getirmesi için kalp akciğer makinesine bağlanılır.
Tıkalı damarların beslediği kalp bölgelerine koroner baypass ile köprülemelerle
kalp bölgelerinin yeniden kanlanması sağlanır. Tüm işlemler tamamlanınca kalbin
çalışması sağlanır, kalp akciğer makine desteğinden çıkılarak vücuda oksijenden
zengin kanın kalp
tarafınca pompalanması sağlanır.
Kanama kontrolü yapılır. Göğüs duvarındaki kesi dikilir. Ameliyat sonrasında
olası kanamaların içerde toplanmaması için dren adı verilen tüplerle dışarı
alınması sağlanır. Bu tüpler normalde ameliyat sonrası 24-48. saatte çekilir.
· Koroner baypas ameliyatı sırasında veya sonrasında istenmeyen olaylar söz konusu olabilir mi, cerrahi işlemin riski nedir?
Koroner baypas ameliyatı ciddi
bir cerrahi işlemdir. Dolayısıyla uygulama sırasında komplikasyon dediğimiz
bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Her hastanın risk faktörleri farklı
olduğu için operasyon sırasında ve sonrasındaki komplikasyon riskleri de
değişiklik gösterir. Ciddi risk faktörleri barındırmayan hastalarda koroner
baypas ameliyatı sırasında ani ölüm (%1'den daha az), kalp krizi (%1-2),
inme/felç (%1'den daha az sıklıkla) görülmektedir. Damar duvarından parça veya
pıhtı kopup diğer damar bölgelerine giderek o bölgeyi tıkayabilir, bu olaya
'emboli' denir. Aort veya kalple ilgili işlemler sırasında nadiren beyinde emboli
oluşmasına neden olan küçük parçalar (emboli) nedeniyle felç (inme)
gelişebilir. Emboli sonucu organ
hasarı eğer kol veya bacakta ise acil ameliyat gerekebilir, çok nadiren kangren
ve organ kesilmesi gerekebilir.
Ancak size ait risk faktörleri
anamnez, fizik muayene, laboratuvar ve diğer tetkikleriniz sonucunda
hesaplanır. Bu ameliyata karar verdikten sonra doktorunuz size ait kişisel
özellikleriniz sebebiyle oluşabilecek risk ve komplikasyonlar hakkında ayrıntılı
bilgi verecektir.