Antiaritmik İlaçlar ve Etki Mekanizmaları
Öğrenim Amaç ve Hedefleri:
•
Miyokardın elektrofizyolojik özelliklerini
gözden geçirme
•
Aritmiyi tanımlama
•
Antiaritmik ilaçları sınıflandırma
•
Farklı tip aritmilerde ilaç hedeflerini
kavrama
•
Antiaritmik ilaçların etki mekanizmalarını kavrama
•
Antiaritmik ilaçların yan etkilerini
tanımlama
•
Antiaritmik ilaçların endikasyonlarını
tanımlama
Yavaş ileti dokuları: SA ve AV düğüm, iskemiye girmiş herhangi
bir kardiyak doku.
Hızlı ileti dokuları: Geriye kalan dokular (Atriyumlar,
Ventriküller, His- Purkinje vs.)
Hızlı İleti Dokuları (Şekil 1)
·
Kalpte iki tür aksiyon potansiyeli (AP) var.
Biri hızlı ileti dokularına ait.
·
Faz 4: Sabit bir diyastolik dönem var. Na
·
Faz 0: Hızlı depolarizasyon dönemi. Voltaj
bağımlı Na kanallarından Na girişiyle ilişkilidir. Belli bir voltaj aralığında
inaktif hale gelen bu kanallar sayesinde hücrenin ikinci bir uyarıya cevap
veremediği refrakter dönem oluşur.
·
Faz 1: Hafif bir repolarizasyon var. K ve Cl
hücre dışına çıkar.
·
Faz 2: Depolarizasyonun devam ettiği plato
dönemi. Ca, hücre içine girer, K hücre dışına çıkar.
·
Faz 3: Repolarizasyon dalgasıdır. Hücre dışına
çıkan K sebep olur.
·
Transmembran potansiyeli -85, -95 mV civarındadır.
Yavaş İleti Dokuları (Şekil 2)
Hızlı ileti dokularından farkı;
·
SA düğüm, AV düğüm ve hücre içinde Ca birikimine
neden olan iskemi gibi patolojilere maruz kalmış dokulardır.
·
Transmembran potansiyeli hızlı ileti dokuları
kadar negatif değil, -40 mV civarındadır.
·
Depolarizasyondan Ca sorumludur.
·
Repolarizasyon K çıkışı ile olur.
·
Bu ileti dokusu, spontan otomatisite gösterir.
Bu nedenle faz 4 döneminde kendi kendine spontan bir depolarizasyon var. Eşik
potansiyele geldikten sonra hücre içine Ca girişi nedeniyle bir depolarizasyon
dalgası oluşur.
(Şekil 1. Hızlı İleti Dokularında AP)
(Şekil 2. Yavaş İleti Dokularında AP)
Aşağıda EKG’yi, yukarda ise atriyum ve ventrikül’ün sistol anındaki AP’lerini görüyoruz. Burada bilinmesi gereken EKG dalgasının hangi bölümü yukarda nereye denk geliyor. Özellikle atriyoventriküler geçişin, PR aralığı ile ölçüldüğünü bilmeliyiz.
Yukardan aşağıya ileti noktalarının aksiyon potansiyellerini görüyoruz. SA ve AV düğümlerin aksiyon potansiyelleri, yavaş ileti dokularına ait bir görüntü sergiliyor. Buna karşılık atriyum ve ventrikül, hızlı ileti dokularına ait aksiyon potansiyeli sergiliyor.
Temel olarak bileceğimiz şey yavaş
ileti dokularında depolarizasyon Ca bağımlı iken hızlı ileti dokularında
depolarizasyon önce Na, daha sonra platosunda Ca bağlımlıdır. Her iki dokuda da
repolarizasyon K çıkışı bağımlı.
Otomoatisite gösterme faz 4
döneminde ileti dokusunun kendi kendine depolarize olması demektir. Bunu Funny
akımları sağlar. Yavaş ileti dokuları dinlenim durumunda hızlı ileti dokuları
gibi sabit kalmaz. Funny akımları ile uyarı olmaksızın spontan eşik potansiyele
gelebilirler. Eşiğe geldikten sonra depolarizasyon dalgası görülür.
Aritmi
İleti dokusunda impulsun
üretiminde, yayılımında veya her ikisinde bir bozukluk kalp ritminin
düzensizleşmesidir. Hangisi olursa olsun sonuçta karşımıza iki tür aritmi
çıkacak:
Takiaritmi veya Bradiaritmi(Kalp
Blokları).
Antiaritmik dediğimiz ilaç grubu
takiaritmilerde etkili ilaçları kapsamaktadır. Takiaritmilerde fizyopatolojik
olarak 3 temel noktada problem vardır:
Otomatisite artışı
Otomatisite artışı
•
Normalde otomatisite özelliğine sahip dokuların
otomatisite özelliğinin artışı.
•
Otomoatisite özelliği olmayan dokuların
otomatisite özelliği kazanması.
Tetiklenmiş Otomatisite
Re-entry
Antiaritmik Tedavi
Antiaritmik tedavi çok zor bir
tedavidir. Tanı doğru konmadıysa antiaritmik ilaçlar %5-15 civarı hastada
proaritmik olabilir (aritmiyi kötüleştirebilir). Dolayısıyla tanı koyma işini
kardiyolojiye bırakıyoruz. Sadece acil tedaviyi çok iyi bilmeliyiz. Sular
seller gibi bilmemiz gereken ilaç; Lidokain.
Çünkü gerçekten 30-60 sn. içinde etki ederek ölüme giden ventriküler
fibrilasyon hastasını hayata döndürür.
Antiaritmik tedavinin gereksinimine
karar vermek de kolay değil. Tetikleyici faktörleri kontrol altına almak
gerekir.
Miyokard iskemisi aritmi için çok
önemli bir nedendir. Çünkü hızlı ileti dokularını yavaş ileti dokusu haline
getirir ve re-entry tipi aritmilere zemin hazırlar. Çeşitli elektrolit dengesi,
asit-baz dengesi bozuklukları da aritmiye sebep olabilir. Özellikle K iyonu
düzeyi (Hipopotasemi-Hiperpotasemi) önemlidir. Çünkü kullanılan ilaçlar da K
seviyesi ile oynar.
Hastanın kullandığı ilaçlar
da kalbi aritmiye duyarlı kılabilir (dijital, teofilin, trisiklik antidepresanlar, bazı antihistaminikler
gibi). Aşırı çay-kahve tüketimi, uykusuzluk, fazla heyecan gibi nedenler
sempatomimetik aktivite artışı sebebiyle kalbi aritmiye duyarlı hale getirir.
Dolayısıyla böyle durumlarda basit bir kahve kesimi bile aritmiyi geçirebilir.
Bu yüzden acil durumlar hariç müdahale etmiyoruz (Kardiyoloji isteyenler hariç).
Antiaritmik ilaçları etki mekanizmalarına göre 4’e ayırırız.
Ø
Na+ Kanal Blokörleri
Na+ Kanal Blokörleri
Ø Beta Blokörler
Ø Ca+ Kanal Blokörleri
Ø K+ Kanal Blokörleri
Bunlar hücre içine Ca girişini
önleyecek. Dolayısıyla ağırlıklı olarak yavaş ileti dokularına etkili olacak. (-)
kronotropi ve (-) dromotropi etkilerinden faydalanabileceğiz.
İlaç Hedefleri
1.Otomatisite Artışına Bağlı Takiaritmiler
Otomatisite dinlenim durumunda hücrenin kendi kendine depolarize olup
eşik değere gelebilme yeteneğidir. Frekansı yüksek uyarıları SA düğüm
oluşturur. Diğerlerinin çıkardığı uyarıların frekansı daha düşük olduğundan SA
düğümün frekansı düşene kadar sessiz kalırlar. Bu dokulardaki aktivite artışı
otomatisite artışına sebep olur.
Normalde otomatisite göstermeyen dokular iskemi gibi durumlarda
otomatisite gösterir hale gelebilir. Bu da otomatisite artışının 2. sebebidir.
Otomatisiteyi etkileyen parametreler;
·
Diyastolik
depolarizasyon dönemi (faz 4) eğimi,
·
Transmembran
potansiyeli,
·
Eşik
potansiyel,
·
Aksiyon
potansiyel süresi.
Artmış otomatisiteyi farklı parametrelere etki ederek dört ilaç grubuyla
da kontrol edebiliriz.
a) Faz 4 Diyastolik Depolarizasyon Eğrisinin Eğiminin Azaltılması:
Eğer transmembran potansiyelini ve eşik
potansiyelini sabit tutup diyastolik depolarizasyon eğrisinin eğimi azaltırsak,
membran potansiyelinin eşik değere ulaşma süresi uzar ve birim zamanda oluşan
aksiyon potansiyeli sayısını azaltmış oluruz.
ß blokürler böyle etki gösterir.
b) Transmembran Potansiyelinin Negatifleştirilmesi:
Eğim ve eşik potansiyel
sabitken, transmembran potansiyelini iyice negatifleştirirsek eşik değere
ulaşma süresi uzar ve birim zamanda oluşan AP sayısı azalır.
Asetilkolin ve adenozin böyle
etki gösterir.
c) Eşik Potansiyelin Arttırılması:
Eğim ve transmembran
potansiyel sabit tutulurken eşik potansiyelin arttırılması da birim zamanda
oluşan AP sayısını azaltır.
Hızlı ileti dok. Na kanal blokürleri,
yavaş ileti dok. Ca kanal blokürleri böyle etki gösterir.
d) Aksiyon Potansiyelinin Süresinin Uzatılması:
Üsttekiler
arka arkaya gelen normal AP süresine sahip. Eğer AP süresini uzatırsak alttaki
görüntüyü elde ederiz. Birim zamanda normalde 3 tane AP var iken, AP süresi
uzayınca birim zamanda 2 tane AP oluştu. Kalp hızı yavaşladı ve otomatisite
artışını engellemiş olduk.
K kanal blokürleri böyle etki eder.
Sonuç olarak 4 tane ilaç
grubumuz var ve hepsiyle artmış otomatisiteyi farklı parametrelere etki ederek
azaltabiliyoruz. Ancak ilaç grubunu seçerken otomatisiteyi azaltmak dışında
başka ne yapabileceğini çok iyi öngörmemiz lazım. Çünkü antiaritmik ilaçlar proaritminojen
olabilirler. Örn. Basit sinüzal taşikardiye (normal ritmin hızlanması) K
kanal blokürü verirsek, AP süresini öyle uzatıyor ki kalp bu sefer ektopik
odaklardan atmaya başlıyor (Erken artdepolarizasyon, sonraki sayfada). Evet
otomatisiteyi azaltıyoruz ama durum daha kötüleşiyor. (Koyu ile yazılı olanı
bilin yeter.)
2. Tetiklenmiş Otomatisiteye Bağlı Takiaritmiler
Tetiklenmiş aktivite olabilmesi için önce normal bir AP dalgası olmalı.
Artdepolarizasyonlar normal dalganın sonunda meydana gelirler.
a) Geç Art Depolarizasyon:
Normal olan AP’nin faz 3’ü
tamamlandıktan sonra refrakter dönem kalkar ve ikinci depolarizasyon dalgası
meydana gelir. Eğer bu artçı dalga eşik potansiyele çıkabiliyorsa değişik
formlu AP’ye neden olur. Bu mekanizmayı h.içi Ca seviyesini arttıran miyokard iskemisi,
adrenerjik stres, dijital intoksikasyonu vs. tetikler. Daha çok kalp hızının
yüksek olduğu durumlarda ortaya çıkar. Ca kanal blokürleriyle artçı dalganın
oluşumunu engelleyebiliriz veya eşik potansiyelini Na kanal blokürleri ile
yükselterek artçı dalganın aksiyon potansiyeline dönüşmesine engel olabiliriz.
b) Erken Art Depolarizasyon:
Normal aksiyon
potansiyelinin faz 3’ü ortalarında ikinci bir depolarizasyon dalgası ile
kesilmesi ve bu dalganın eşik değere gelebiliyorsa değişik formlu bir aksiyon
potansiyeli oluşturmasıdır. Yani geç art depolarizasyonu faz 3’ten sonra
meydana gelirken erken art depolarizasyonu faz 3 sırasında meydana gelir.
Aksiyon potansiyelinin uzadığı, yani kalp hızının düşük olduğu durumlarda
görülür. (Bir nevi kalbe rahat batıyor.) Aksiyon potansiyeli süresini arttıran
antiaritmikler (K kanal blokürleri) bunu tetikleyebilir. Uzamış AP süresini kısaltmak
gerekir, yani kalbi hızlandırmak lazım. Ek olarak parenteral olarak verilen
magnezyum sülfat ortaya çıkan erken art depolarizasyonu önleyebiliyor (nedeni
bilinmiyor).
c) Re-entry
Normalde uyarı SA’dan çıkar, atriyumu ve AV düğümü geçer, ventriküle
dağılır. Sistol oluşur. Ancak reentry’de, SA’dan AV’ye olan normal yolun
dışında farklı yollar da var. Basitçe iki nokta arasında birden fazla impuls
oluşması diyebiliriz. Bu yolların iletim hızları, refrakter süreleri gibi elektrofizyolojik
özellikleri birbirinden farklıdır. Dolayısıyla farklı sürelerde iletim
gerçekleşir. Anatomik (Wholf Parkinson White Sendromu) veya fonksiyonel olarak
(iskemi) oluşabilir.
Ne demiştik, iskemi hızlı ileti dokularını yavaş ileti dokularına
dönüştürür. İletinin normal geçtiği atriyumda herhangi bir yerde iskemi
oluşursa o bölümde hızlı ileti dokusu yavaş ileti dokusuna dönüşür.
Elektrofizyolojik özellikleri farklı iki yol oluşmasına neden olur. Normalde
uyarı iletiminde homojenite olması gerekiyor ki aynı anda sistol gerçekleşsin.
Biri hızlı biri yavaş iki uyarı oluşur, homojenite bozulur ve uyarılar farklı
hızlarda AV’ye ulaşır. Aynı nokta iki kez uyarılmış olur ve ventrikülde farklı
kasılmalar meydana gelir. Hepsi atım olarak karşımıza çıkar ve reentry tipi
aritmi meydana gelir. Bu tip aritmiler fibrilasyonun en temel sebebidir.
Bu durumda yapmamız gereken bu iki farklı
uyarının aynı anda aynı yerde olmasını sağlamak yani homojenize etmektir. Hızlı
uyarıyı yavaşlatmamız veya yavaş uyarıyı hızlandırmamız lazım ama yavaşı
hızlıya çevirmek zor. Burada refrakter periyodu uzatmak etkili olur. Böylece
aksiyon potansiyeli süresini uzatıp hızlı uyarıyı yavaşlatırız ve ikinci uyarı,
ilk uyarı içinde kaybolur. Daha önce belirttiğimiz gibi K kanal blokürleri veya
yavaş ileti dokularında Ca kanal blokürleri burada son derece etkili ilaçlar.
Yorum Gönder